<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/29596568?origin\x3dhttp://isdunyasi.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>
Sitemiz 2008 Eylül ayından itibaren KAİNATAMEKTUP.com adresinden hizmet vermektedir.
Zaman zaman buraya da kayıt girilmektedir.

<$BlogDateHeade11 Temmuz 2007

<$BlogItemBody$

08.07.2007
Bedenini yor ki, beynin işlesin!

Ali Kemal düğün davetiyesiyle çıka geldi. Babası ile amcasının kurduğu altı şirketten birine genel müdür olmuş. Son derece çalışkan ve müeddep bir öğrencimdi. İstanbul'da işletme tahsilini tamamladıktan sonra ABD'ye gitti. New York'ta bir üniversitede, pazarlama dalında sıkı bir master yaptı. Eh, böyle bir evlada şirketi teslim etmek, yapılabilecek en akıllıca işlerden biriydi. Baba ile amcayı kutlamak gerek.

Amma ve lakin, işi sıkı tutmakta fayda var. Mahçup bir tavırla düğün davetiyesini arz eden Ali Kemal'e laf arasında işe sabah kaçta gittiğini sordum. Aldığım cevap 8.30 oldu. Kaşlarımı çattım. "Bak oğlum, düğün arifesindesin. Şimdi sana sadece üç şey söyleyeceğim. Düğününü yap, bir hafta sonra gel, diğer yedi şeyi de söyleyeyim" dedim. O üç şeyi bu Pazar okuyucularımla paylaşmama umarım Ali Kemal kızmayacaktır. Kızarsa, kalan yedi maddeyi ağırlaştırırım, ona göre!

Arzeyle bu pendi kendi özüne

Dost addetme her güleni yüzüne

İncinme dostunun doğru sözüne

Doğru söz insana batar demişler

(Levnî)

Girişimci bir yönetici için saat 8.30'da işyerinde olmak zaaf işaretidir. Girişimcinin memurdan farkı yok mudur? İşte o farkın ortaya ilk çıkacağı yer, uykudur. Girişimci "az yer, az uyur, az konuşur." Bunları bir hadis-i şeriften hatırladığını söyleyenlere cevabım hazır: Müslüman zaten girişimci demektir. Girişimcinin yöneleceği 'kazanç' türü değişebilir. Kimisi için ilim, kimisi için para, kimisi içinse başka bir şey olabilir. Fakat girişimcinin karakteri değişmez. Üzerine güneş doğan insandan girişimci olmaz!

Arı için her bir çiçek bal oldu

Ferhat için yüce dağlar yol oldu

Kerem, Aslı için yandı kül oldu

Mecnun değil isen çölden uzak dur

(Aşık Abdülvahap Kocaman)

Evet, birinci maddemiz bu: Bedenini yormazsan, aklın kendini yormaz. Beyin de bedenin bir parçası değil midir? İkinci maddemiz: Sen kendini yormazsan, kimse senin için yorulmaz. İşe sabah 8.30'da gidiyorsan, adamların 9.30'da gelir. Eğer kendini zorlayıp 7.30'da gidersen, adamların 6.30'da gelir. İnsanlar kül yutmaz. Laf ile hiç kimseyi motive edemezsin. Uygun ortamı hazırlarsan, insanlar kendi kendilerini motive ederler. Perde arkasından fısıldayarak insanları savaş meydanına süren bir komutan olabilir mi?

Âşıklarda hayat gam ile tasa

Böyledir kaderi, değişmez yasa

Asa ile sır gösterdi ol Musa

Musa değil isen Nil'den uzak dur

(Aşık Feymanî)

Ali Kemal'e üçüncü tavsiyem şu oldu: Sen patron çocuğusun. Bu hem nimet, hem külfettir. Hem fırsat yaratır, hem risk içerir. Çalışkan ve kabiliyetlisin. Arzulusun. Fakat şirket çalışanlarının gözünde henüz "patron çocuğu" veya "hanım evladı" durumundasın. Elde ettiğin konumun, ailevi konumundan kaynaklanmadığını; o koltuğu bilgi ve becerinle hak edecek kapasitede olduğunu kanıtlaman gerek. Bunun başlangıçtaki yolu, hemen bir takım zeka gösterileri yapmak veya "bize Amerika'da pazarlamayı şöyle anlatmışlardı" türünden bilgiçlikler sergilemek değildir. Bir şirketin hakim noktasına oturmayı hak etmenin başlangıçta bir tek kıstası vardır: Sabah herkesten önce gelmek; akşam herkesten sonra gitmek! Eskilerin tabiriyle "Yol Eri" olmak. Âşık Mestî, kafası ve gönlü hayallerle dolu olup da, bu hayalleri gerçekleştirmek uğruna çaba harcayan (ve harcamayan) insanları ne güzel tasvir ediyor:

Kimi dağ bel aşar menzile erer

Kimisi düz yolda şaşırır gezer

Kiminin gönlünde bin aslan yatar

Kimi dünya için kan tere batar

Kimi zerrak sofu kimi yol eri

Kimi yol iz bilmez gezer serseri

Kimi başta eser kavak yelleri

Aldığı sattığı yel poyraz olur

Kimisi yel kovar şaşkın kaz olur

Kimi arif olur çalmadan oynar

Kimi tilki gibi pek kurnaz olur

Kimisi şöyledir kimisi böyle

Ömrünü geçirir kimi heyheyle

Anlamaza davul çalsan vız gelir

Anlayana sivrisinek saz olur

Pazarda eşeğin kuyruğun kesme

Kimi uzun kimi kısa der ise küsme

Çalış kazan harc et mayayı esme

Maya da mayasız tutulmaz olur

Akıl için mihenk derler söz yeter

Söz de yetmez söz yanında iş ister

Kimi hâl ü şâna uygun söz söyler

Kimi halden bilmez pek yanaz olur

Kimi a'lâlanır kimisi pesti

Kimi su akarken doldurur testi

Kiminin elinde sen gibi Mestî

Para pul bulunmaz kırık saz olur.


• Çınaraltı girişimcisi farklıdır - 01.07.2007
• Yerli kal, farklı ol! - 24.06.2007
• İşinin delisi ol kölesi olma! - 17.06.2007
• İşlet, yönet, geliştir! - 10.06.2007
• Canı sıkılanlar okusun! - 03.06.2007
• Başkasının yapabildiğini yapma! - 27.05.2007
• Mümkün ama çok zor! - 20.05.2007
• Yüreğimdeki Resimler - 13.05.2007
• Hürriyet, ticaret medeniyet... - 06.05.2007
• Girişimci Türk'ün medeniyet ideali - 29.04.2007
• Sokma akılla girişimci olunur mu? - 22.04.2007
• Gurbete çıkan ok - 08.04.2007
• Girişimciliğin kitabını kim yazacak? - 01.04.2007
• Anadolu gönüllü girişimci kaynıyor - 18.03.2007
• Halk şiirinde mertlik - 11.03.2007
• Dağınık yöneticiler okusun! - 04.03.2007
• Adam olmak zor zanaat! - 25.02.2007
• Yenilikler ne kadar yeni? - 18.02.2007
• Önderliğin aslı cesarettir - 11.02.2007
• Klasik komutan Çagdaş lider - 04.02.2007
• Lider kendini bilir - 21.01.2007
• Yenilen hegemon güreşe doymaz! - 14.01.2007
• Ne uluslar sevdim zaten yoktular! - 07.01.2007
• Kurban ettiğimiz nefsimizdir - 31.12.2006
• Öğrenkazan öğretkazan! - 24.12.2006
• Kalite, herkesin işidir! - 17.12.2006
• Ulker modeli toplantı - 10.12.2006
• Hokkabazdan marka olur - 03.12.2006
• Medeniyet misyonu - 26.11.2006
• Ot yolma, planla! - 19.11.2006
• Kâr yerine dua - 12.11.2006
• Dil kadrini bilelim! - 05.11.2006
• İyi düşün, doğru konuş! - 29.10.2006
• Bayramla var olalım! - 22.10.2006
• Dıştan içe yürüyün! - 15.10.2006
• Dayanış ve yarış! - 08.10.2006
• Ne yaptığını bil! - 01.10.2006
• Hesaplı koşan yorulmaz! - 24.09.2006
• Gereksiz işten kurtulun! - 17.09.2006
• Ne aradığını bil! - 10.09.2006
• Aklın bildiğini el de biliyor mu? - 03.09.2006
• Yetkilendir ki, hesap versin - 27.08.2006
• Dinlen ki, çalışabilesin - 20.08.2006
• Ne amiriz, ne memur - 13.08.2006
• İsrail barış yapamaz! - 06.08.2006
• Yönetmek, karar vermeyi bilmektir - 30.07.2006
• Özü koru, yeniliği teşvik et - 23.07.2006
• Stratejist analiz yapar mı? - 16.07.2006
• Krizden ne ders aldık? - 09.07.2006
/div>
id="comments">

<$I18NNumCommen0 Yorum
<$CommentPager$ <$BlogItemCreatYorum Gönder

<$BlogItemFeedLKaydol: Kayıt Yorumları [Atom]gItemCommegItemBackliass="comment-timestamp"> &lhttp://isdunyasi.blogspot.com/8NHome$> nd #comments -->